En büyük rakibimiz Leylekler
‘Seni leylekler getirdi’ çocukluğumuzda bu sözü duyanımız çoktur. Bebek eşyalarında, kartlarda ,hediyelik eşyalarda bebek taşıyan leylek resmi ile sıkça karşılaşırız. Peki neden leylekler bebeklerle ilişkilendirilmiştir hiç merak ettiniz mi ?
Üstelik bu söylence sadece ülkemize özgü de değildir; Avrupa, Amerika, Kuzey Afrika ve Ortadoğuda da yaygındır. Bu büyük beyaz kuşlar renginden dolayı saflıkla, büyük yuvaları insanların evi ile ve yavrularına ilgisinden dolayı da iyi ebeveynikle ilişkilendirilmişlerdir. Antik çağlarda geçen bir Yunan efsanesine göre de Hera adında bir tanrıça Gerana adında güzel bir kraliçeyi kıskanır ve onu leyleğe çevirir. Kalbi kırılan Gerena çocuğunu Her anın pençesinden kurtarmaya çalışmaktadır. Yunanlılar bu kuşu gagasından sarkan bir bebekle resmediyordu. Benzer şekilde, Mısır mitolojisinde leylekler dünyanın doğuşuyla ilişkilendirilmiştir. Bir başka inanışa göre en az 600 yıl öncesine dayanan Pagan döneminde, yaz gündüz gündönümünde çiftlerin evlenmeleri yaygındı, çünkü yaz doğurganlıkla ilişkiliydi. Bu dönem aynı zamanda leyleklerin, Avrupa’dan Afrika’ya uçacakları yıllık göç dönemine denk gelmekteydi. Leylekler dokuz ay sonra, bir sonraki baharı geri gelecekler ve yavrulayacaklardır. Böylece gidişleri evlilik dönemine ve gelişleri de yeni evli çiftlerin çocuklarının doğduğu döneme denk gelecektir. Böylece leylekler, yeni doğanların habercisi oldu ve insan bebeklerini doğurdukları hayali fikrini ortaya çıkardı.
Hikaye zaman içinde geliştikçe karmaşıklığı arttı. İskandinav mitolojisinde leylekler aile değerlerini ve saflığı sembolize etmeye başladı (büyük ölçüde bu kuşların tek eşli olduğuna dair yanlış inanca dayandırıldı). Hollanda, Almanya ve Doğu Avrupa’da bir evin çatısına yuva yapan leyleklerin, o evdeki aileye iyi şanslar – ve yeni doğum olasılığı – getirdiğine inanıldı.
Son olarak 19. yüzyılda, ünlü yazar Hans Christian Andersen tarafından yazılan ‘Leylekler’ masalı ile efsane yeniden canlandı. Bu masalda, leylekler göletlerden ve göllerden rüya gibi bebekleri toplarlar ve onları hak eden ailelere teslim ederler. Bu mit ve sonrasındaki masal başta İngiltere ve diğer ülkelerde, özellikle cinsellik ve doğumun gerçeklerini gizlemenin bir yolu olarak kullanılır oldu. Hayatın gerçeklerini açıklamaktan utanan insanlar için, bebek getiren leylek çok kullanışlı bir söylenceye dönüştü. Doğum hakkındaki gerçekler günümüzde daha açık söylenebilir oldu, ancak bu zarif kuşu hala seviyor ve leylek efsanesini hala koruyoruz. Belki de hikayeleri çok seviyoruz ve büyüsek de masallar hala hoşumuza gidiyor.
Nasıl Sizin de hoşunuza gitti mi bu Sunay Akın tarzındaki hikayemiz ?